uydurmak

uydurmak
(-i, -e)
1. 配上, 配制; 使相配合, 使相适合; 安排(妥当): anahtar \uydurmak 配钥匙 ayak \uydurmak 与…步调一致, 与…并进 pazarlığı \uydurmak 口́ 讲好价钱 sırtına elbise \uydurmak 使衣服合体 Annem eski giyisini yeniden dikip ablama uydurdu. 我母亲把她的旧衣服改成了我姐姐穿的衣服。Çocuğun ayağına güçlükle bir ayakkabı uydurduk. 我们费了好多的时间才给孩子买到了合脚的鞋子。Yine işini uydurdu. 他又安排好了自己的事务。
2. 臆造, 妄造, 杜撰, 虚构, 捏造, 妄想: yalan \uydurmak 编造谎言 Bu kikâyeyi kim uydurdu? 是谁编造了这个故事?Çabuk bir masal uydurdu. 恰布克虚构了一个童话故事。
3. 得到, 弄到, 获得, 取得, 找到: Bu vazoyu nereden uydurdun? 你是从哪儿弄到这只花瓶的?
4. 俗́ 强奸(妇女)

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • uydurmak — i, e 1) Uymasını sağlamak Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu. P. Safa 2) i Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikâyesini uydurmuş olmalıydı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uydurmak — yalan söylemek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ayak uydurmak — 1) yürüyüşte adım atışını başkalarınınkine uydurmak 2) ayak açmak 3) mec. kendi gidiş ve davranışını başkasınınkine benzetmek Âdettir, genç kızlar girdikleri ailenin terbiyesine, gidişine ayak uydururlar. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anahtar uydurmak — bir kilidi açmak için kendi anahtarından başka bir anahtar kullanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kılıfına uydurmak — bir durum ve tutuma, yöntemine uygun biçim vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kitaba (veya kitabına) uydurmak — (bir şeyi) yasal olmayan bir işi hile, düzen vb. ile kanuna uygun gibi göstermek Müfettiş Bey güldü ama babacan gülüşü değildi bu; tam tersine, işini kitaba uydurmuşların güveni vardı onda. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortama ayak uydurmak — çevreye uyum sağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işini uydurmak — kurnaz, açıkgöz davranarak işine istediği gibi biçim vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • udlatmak — uydurmak, arkasına düşürmek I, 264, 265 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • asimile — sf., Fr. assimilé Benzeşmek, kendine uydurmak anlamındaki asimile etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”